“Belediyeler hakkında işlem yapılmaması kabul edilemez”
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW) ve Yurttaşlık Derneği’nin yayımladığı ortak açıklamada, 6 Şubat depremlerinde meydana gelen ölümlerle ilgili olarak “belediye yetkilileri hakkında herhangi bir etkili adli işlem yapılmamasının çok endişe verici ve kabul edilemez bir durum olduğunu” belirtti.
Yapılan yazılı açıklamada Kahramanmaraş merkezli bu depremlerde çökerek 53 binden fazla insanın ölümüne yol açan kusurlu binalara yetkililer tarafından ruhsat ve onay verildiğini gösteren kanıtlara rağmen, atılan adımların “çok yetersiz” kaldığına dikkat çekildi.
Açıklamada, depremlerden en çok etkilenen bölgelerdeki Cumhuriyet Savcılıklarının talebiyle hazırlanan ve New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de gördüğü bilirkişi raporlarında, Kahramanmaraş’ta ve başka bölgelerde çöken binalardaki kusurlardan özel sektör müteahhitleri ve inşaatçılarla birlikte belediye yetkililerinin de sorumlu tutulduğu aktarıldı.
İstanbul merkezli Yurttaşlık Derneği’nin ise Türkiye’de yürürlükte olan yasalar uyarınca haklarında adli soruşturma başlatılması için izin verilmiş kamu görevlilerinin sayısına ilişkin olarak ilgili devlet makamlarından bilgi talep ettiği, ancak yetkililerin çoğunlukla cevap vermeyi reddettiği bildirildi. Açıklamada, “Bu raporun yayımlandığı tarih itibariyle, Yurttaşlık Derneği sadece üç kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verildiğine dair bilgi paylaşmıştır” denildi.
“Yeterli dayanak var”
HRW ve Yurttaşlık Derneği’ne göre, söz konusu bilirkişi raporları özel sektör aktörlerine yönelik iddianamelere temel oluşturdukları gibi, kimliği ismen belirlenen çok sayıdaki kamu görevlilisine yönelik soruşturma açılması için de yeterli dayanak sunabilecek nitelikte.
Kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmamasının, 883 özel sektör müteahhidi, inşaatçı ve teknik personelin yargılandığı davaların görülmesini de ciddi şekilde aksattığını belirten HRW ve Yurttaşlık Derneği’nin ortak açıklamasında, “Davalara yürüten mahkemelerin, yargılanan inşaatçıların yürürlükteki mevzuatı ihlal ederek nasıl inşaat ruhsatı alabildiklerini, kapsamlı denetimden nasıl kaçabildiklerini ve güvenli olmadığı bilinen binaları halka nasıl satabildiklerini tam olarak tespit etmeleri engelleniyor” ifadesine yer verildi.
Belediyelerin Türkiye Afet ve Acil Durum (AFAD) Yönetimi Başkanlığının raporlarında belirtilen tavsiyeleri göz ardı ederek “yerel halk için deprem riskini azaltmaya yönelik cesur adımlar atma görevlerini de uzun yıllar boyunca ihmal ettikleri” belirtilen açıklamada, “Söz konusu raporlarda şehirlerin risk altında olan ve detaylı zemin etütlerine ihtiyaç duyulan bölgeleri belirleniyor ve belediyelerin kusurlu binaları tahliye etmeleri tavsiye ediliyor” denildi.
Türk makamları ve hükümete çağrı
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Kusurlu inşaat projelerine imza atan belediye yetkililerine karşı açılan soruşturmaların güçlükle ilerlediğini görmek, depremden etkilenen bölgelerdeki vatandaşlar açısından üzüntü verici” dedi. Williamson, “Depremlerin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen ilerleme kaydedilmemiş olması, mağdurlar için adaletin sağlanması konusunda, hükümetin kararlılığına duyulan güveni zedeliyor” diye ekledi.
“Türkiye makamları, deprem ölümlerindeki rolleri nedeniyle özel sektör aktörlerinin yanı sıra sorumlu tüm kamu görevlilerinin de yargılanmasının yolunu açacak adli soruşturmaların başlatılmasına izin vermelidir” çağrısında bulunan Williamson, hükümetin de “AFAD’ın mevcut tavsiyelerine rağmen depremlerde can kaybı riskini azaltacak tedbirleri almayan belediyeler ve ilgili diğer kamu makamları hakkında daha geniş kapsamlı bir idari soruşturma yürütmesi gerektiğini” ifade etti.
DW/CÖ,EC
sisli-haber.com.tr